POZANTI etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
POZANTI etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

9 Mart 2012

8 MART DÜNYA KADINLAR GÜNÜ

KUTLU OLSUN GÜNÜMÜZ !
Ard arda mesajlar geliyor telefonuma, mailler desen peşi sıra… Sonra gazeteler yazıyor, televizyonlar bangır bangır kutluyorlar günümüzü, “8 Mart Dünya Kadınlar Gününüz kutlu olsun.”
Sağolun…. Berhudar olun…
8 Mart Dünya Kadınlar Günü, aslında “ Dünya Emekçi Kadınlar Günü”. Fakat BM bir yasayla –Emekçi kelimesini çıkartıyor. 8 Mart’ı sadece “Dünya Kadınlar Günü” ilan ediyor. O bir tek kelimeyi kaldırmak bile kadınları ötekileştiriyor kendi aralarında. Evinde oturan kadın –Emekçi- değilmiş gibi. Oysa nelere göğüs geriyor yaşamı boyunca. Hangi acıları içine sindiriyor. Ve, yuvayı yapabilmek adına dişiliğinden ödün veriyor.
8 Mart Dünya Kadınlar Günü, -emekçi- dediniz mi? Olmaz! O zaman solcusunuz. Hem solcusunuz, hem de kadın. Terörist ya da komünist. Evet ya… Komünist, bir de üstelik kadın…
Kadın’ın bulunmadığı yerde… O zaman da çocuk… Pozantı’daki gibi. Zaten mahkumlar. Siyasi suçlular. Yani teröristler. Hem teröristler hem çocuk. Kim ne bilecek, ne diyecek… Olsun bitsin..
Öyle de oluyor. Olup bitiyor her şey. Sonra yolluyorlar Ankara’ya. Kim ne bilecek… ne diyecek.. Zaten terörist onlar, hem de çocuk…
8 Mart Dünya Kadınlar Günümüz Kutlu olsun. Aaa bak bir mesaj daha geldi. “Pek bir gururlandım. Ruhumu okşadılar” diyemeyeceğim. Çünkü biliyorum. Kulağıma geliyor sessiz çığlıklar!
Duyuyor musunuz? Hayır. Siz duyamazsınız. Çocuk gelinlerden O. Yaşı henüz 15. Adı Gülsevil. Adı gibi yanakları.... Al al oluyor utandığında. Pembeden kırmızıya. Şimdi kendi kaderini yaşıyor Gülsevil. İleride kendi çocuklarıyla giderecek, çocukluğuna olan özlemini..
Dünya Kadınlar gününüz Kutlu olsun! İşte bir mesaj daha. Bunu da duymadınız değil mi? Nilgün’ün sesiydi bu kulağıma gelen. Eşinden şiddet görünce baba evine sığınmış, “kocandır hem döver hem sever “deyip yollamış babası geriye. Ya sonrası…
Dünya kadınlar gününüz kutlu olsun! Bu sefer sessiz telefonum. Kulak kabartıyorum. Yok… Çıkmıyor ses. Kesildi mesajların ardı arkası. Gün, akşam oluyor. Sessizlik… Fakat o da ne? Bir ağlama sesi… Bir tane daha… Sonra bir tane daha. Hepsi farklı yerden. Kızlarına, kardeşlerine, annelerine ağlıyorlar hepsi de Törenin aldığı canlar. Namus cinayetleri. İsimler farklı kaderleri aynı. Kimi diri diri toprağa gömülmüş, kimi asılmış hiç acımadan. Kimi kurşunlanmış kaç yerinden. Geçtiğimiz aylarda sırtından bıçaklananı vermişti gazetenin biri. Tam yarım sayfa. Konu mankeni kadın olunca. Ne haberin içeriği önemli ne de vicdanlar. Sırtında bıcakla yarı çıplak bir kadın. Tam yarım sayfa. Bir hafta sürdü tartışmalar.
8 Mart Dünya Kadınlar Gününüz kutlu olsun.
Kutlanınca dinmedi kan. Tuz basıldıkça sürekli yaraya, küller arasından yeniden alevlendi ateş.
Gününüz Kutlu Olsun..