Nobel etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Nobel etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

4 Şubat 2023

NOBEL ÖDÜLLERİNDE ALİCE MUNRO FARKI

ALİCE MUNRO’NUN KALEMİNDEN BAZI KADINLAR

Alice Munro 2013 Nobel Edebiyat Ödülü sahibi. Bu ödül ona beraberinde, İlk Nobel Ödülü alan kadın öykü yazarı unvanını da getirdi. Daha önceki öykü kitaplarından sadece ‘Kaçak’ Türkçeye çevrilmişti. Bu yüzden ülkemizde aldığı Nobel ödülü ile tanındı diyebiliriz.
Alice Munro daha çok kadın öyküleri yazmasıyla tanınıyor. Kendisine Nobel Ödülü getiren "Bazı Kadınlar" öykü kitabı da bunlardan biri. Fakat okuduğumuzda anlıyoruz ki, sadece kadın(lar)ın hikayesi değil bu kitap. Çok…Hem de çok daha fazlası var bu kitapta.
ALİCE MUNRO'NUN KİTABINDA "ÖYKÜNÜN TADINA"        
 VARIYORSUNUZ.
  "Bazı Kadınlar" toplam on öyküden oluşuyor.  Asla birkaç sayfaya sıkışıp kalmış, öykücükler değil bunlar,  hepside olağan uzunlukta.  İşte bu yüzden öykünün tadına vararak okuyorsunuz her birini. Monro'nun öykülerindeki en büyük ayrıntı;  ‘Görülüp bilinen ile gerçek olanın birbirinden farklı olduğu’ ayrıntısı. Ve ruhun derinliklerinde gizlenen gerçeklerin kimi zaman karanlık gibi görünen durumlar karşısında gün yüzüne çıktığına tanık oluyoruz, okurken. Yani var sayılan ile gerçek olanı ruhun derinliklerinde gezinirken keşfedebiliyoruz.

NOBEL ÖDÜLLERİNDE ALİCE MUNRO FARKI

Nobel Ödülünde neden Alice Munro diyenlere, cevabını zaten bu kitabında veriyor, Munro. Birçok yazarının aksine öykülerini, klişelerden uzak bir olaylar döngüsüyle aktarıyor okuyucuya. Zaman kavramına takılıp kalmıyor mesela. Daha çok gündelik yaşamın içinden alınmış bir kesitle karşımıza çıkarken sayfalar ilerledikçe geçmiş ile bugün arasında gidip geliyor yazar. Okuyucuyu, karakterlerin bugünü ile çocuk ya da gençlik yılları arasında rüzgar misali ustaca savuruyor. Bunu yaparken karanlık bir tünele sokuyor sizi. Sonrasında; bir umudun, karanlık bir geçmişim ya da insan beyninin derinliklerindeki – gerçek –  ile yüzleştiriyor sizi. Belirsizlikler ve geçmişin karanlık izleri arasında ilerlerken yorumlamaya, yargılamaya üzerinde düşünmeye zaman tanımadan tünelin ucunda beliriyor bir ışık.
Çok büyük bir acının altüst ettiği bir hayata tanık oluyoruz ‘Boyutlar’ adlı öykü de. Yazar, Doree nin yaşadığı acı üzerinden asla oynamıyor. Sadece evde karşılaştığı manzaranın şokunu aktarıyor okuyucuya. Lloyd, benliğindeki ruhsal sıkışmayı, pişmanlık ile huzur arasına kurduğu dengede ararken, Çocukların akıbeti hakkındaki belirsizlik; gerçek dünya ile gerçek üstü bir yaşam arasında, çocuklarını nerede düşlemek istediğini, Doree' nin kendisine bırakıyor.
 Okuyucu ise; belirsizliğin içinde izler ararken, Doree’nin otobüs yolculuğu sırasında yeniden yaşama tutunuşuna tanıklık ediyor.
Wenlock Yamacı’nda Öykünün ana karakteri –aynı zaman da anlatıcısı- Mr. Pursin’in yemek öncesi kendisinden soyunmasını istediğinden bahseder. Bu isteğin sebeb(ler)i bir muamma olarak kalıp belirsizliğini sürdürse de. Daha sonra bu işi hiçbir zorlama olmadan kendi rızasıyla yaptığını kesin bir dille itiraf etmektedir. Anlatıcı bu sayede hayata karşı, bakış açısının değiştiğine işaret eder.
Serbest Radikaller' de Nita'nın; yaşamındaki gerçeklerle ilgili; "Bazen nedenlerini hayali bir sorgucuya açıklamaya çalışırdı" yorumu, aslında Nita'nın kendini yalnızlığa mahkum edişinin bir göstergesidir. Kendi dünyasında yaşamayı seçmesi ve kendine layık gördüğü bu mahkumiyetteki düğüm; evini zapt eden katile olan itirafıyla çözülür, kendisi de geçmişte bir cinayet işlemiştir.  Bu öykü de farklı bir metaforla açıklanan, Nita’nın; kırmızı şarapta bulunan serbest radikallerin kalbe mi iyi geldiğini, yoksa kalbe iyi gelmeyen bir şeye kötü mü geldiğini, panik ve ölüm korkusu ile hatırlayamaması; Şuur altının karanlıklarında kalmış pişmanlık duygusunun dışa yansımasıdır.
Ve, kitaptaki diğer öyküler… Belirsizliklerin, karanlık geçmişin, benlik sıkışmasının ve kaygıların şekillendirdiği tüneller ve sonunun aydınlığa açılması. Farklı coğrafyalarda farklı kültürlerde yaşayan kadınlarla ortak yönümüz düşünce ve his dünyasının evrenselliği olsa da öykülerdeki karanlıklar, belirsizliğin gizemi dikkatli bir okuru fazlasıyla cezp ediyor.