AYŞE KULİN'DEN ÇOK KATMANLI BİR ROMAN,
HANDAN.
“Yalnız bir kadın güçlü olabilir miydi? Mutlu
olabilir miydi?” sorularına cevap arıyor Ayşe Kulin yeni romanında.
"Gizli Anların Yolcusu"ndaki Handan
karakterinin yaşamını bu kitapta aktarıyor, Kulin. Mutsuz sonla biten bir
aşktaki aldatılmalar ve aldanmaları iki farklı dönemde kıyaslayarak yapıyor
bunu. Osmanlı'nın son demlerinden günümüz Türkiye'sindeki kadın tipolojileri
üzerinden tahlil ediyor.
Yaşadığı aşkları ve mutsuz evliliğinden sonra
artık iş dünyasında ilerlemek, başarılı olup kendini kanıtlamak isteyen Handan
mesleğine sıkıca sarılır. Güçlükler karşısında yılmayacak hayatın tadını
çıkaracaktır. Amerika'da yaşayan kardeşi hastalanınca onun yanına gider. Hasta
yatağındaki kardeşine, yeğeni Defne'ye sahip çıkacağına dair söz verir.
Ölümünden sonra da kızı gibi sahiplendiği Defne ile birlikte, tam da
İstanbul'un en hararetli, -gazlı dönemin de ülkeye geri dönerler.
Bu noktadan sonra iki Handan'ın
diyaloglarında, Osmanlı'nın son dönemleri, Cumhuriyetin ilk yıllarındaki Türk
kadını ile günümüz Türk kadınını kıyaslıyor Ayşe Kulin ve her iki Handan'ın
yaşadıklarıyla birlikte H.Edip Adıvar'ı yaşadığı dönemdeki kahramanlıklarını da
tahlil ediyor. Bunu yaparken de satır aralarında kendisini H. Edip Adıvar ile kıyaslıyor, sanki.
Ve Ayşe Kulin'in pusulası bir kez daha doğru
yönü gösteriyor.
Duygu Asena'yı..
Böyle bir romanda Asena'yı anması ise gerçek
bir kadirşinaslık örneği.
Başta söylediğim gibi Handan çok katmanlı bir
roman.
Gezi Parkı olaylarına da geniş bir yer
ayırmış, Kulin. Bu sebeple Handan aynı zamanda “Gezi Olayları”nın Romanı"
da diyebiliriz. Yurt dışından gelen bir kızın ve onu korumaya çalışan annesinin
gözünden anlatılmış. Fakat ancak son kısımlarında hak ettiği yerini buluyor,
gezi olayları.
Bu bölümleri anlatırken arafta kalmış Ayşe
Kulin. Farklı cephelerden tepki almamak
adına yapmış sanki bunu. Taraf olmakla olmamak arasında, medyadan dinlediğimiz
–gezi parkı- üzerinden yapmış kurgusunu. Ancak sonlara gelindiğinde
yansıtıyor, Gezi ruhunu.
Oysa İstanbul'da yaşayan bir yazar olarak
farklı bir –gezi kurgusu– beklerdim
kendisinden. Yine de –her sesin
tercümanı–olarak başarılı buluyorum.
"Handan" ile birlikte Ayşe Kulin romanlarını iki gruba ayırabiliriz.
Biyografik romanları ve diğerleri…
Biyografi romanları
hakkında söyleyebileceğim tek şey, Evet Ayşe Kulin bu işin piri. Biyografik
romanlarındaki başarısı ve kaleminin olağan üstü gücünü diğer romanlarında
maalesef göremiyoruz. Diğer romanları arasında Sevdalinka ve Nefes Nefese ve
Köprü'ye haksızlık yapmamak adına ayırmak gerekiyor. Fakat okurlarının gerçek
bir Ayşe Kulin klasiği okuma vakti geldi de geçiyor bile. Bana göre Ayşe Kulin,
fazla zaman kaybetmeden biyografik romanlarına geri dönmeli. Okurun beklentisi
de bu yönde olsa gerek.